Istanbul’daki nostajinin adresi "Kuzguncuk"

Temmuz 8, 2020

Istanbul’daki nostajinin adresi “Kuzguncuk”

Beylerbeyi ile Üsküdar’ın arasında kalan, İstanbul’un Anadolu yakasındaki en tarihi bölgesi olan Kuzguncuk, gezip görülecek tarihi yerlerinin yanı sıra, kendine has birçok mekân ile de adından sıkça söz ettiriyor…

Tüm tarihi boyunca gayrimüslimler tarafından mesken edinilen Kuzguncuk’un eski adının ‘’Hrisokeramos’’ yani ‘’Altın Kiremit’’ olduğu bilinir. İsmini bölgeye inşa ettirilen çatısı altın yaldızlı bir kiliseden aldığı tahmin edilen Hrisokeramos ya da bugünkü adıyla Kuzguncuk, İstanbul’un Anadolu bölgesinde ki ilk Musevi köyü olarak bilinir. Zamanla Rumlar ve ardından Ermeniler ile bu bölge karışık bir yapıya bürünse de tarihte Müslüman Osmanlılar’ın hiçbir zaman rağbet etmediği bir semt olmuştur. Günümüzde ise geleneksel bölge sakinlerinin semtten ayrılması nedeniyle gayrimüslim nüfus yok denecek kadar azarlırken, İstanbullular’ın bölgeye ilgi göstermesiyle de son dönemde restorasyon çalışmaları hızlanmıştır.

Kuzguncuk’un En’leri

Simitçi Tahir Sokak, Kuzguncuk’un geçmiş yıllardan gelen tarihi dokusunu ve nostaljik evlerini görmek için en ideal nokta!
İcadiye Caddesi, bölgenin ana caddesi olan İcadiye’de birçok kahveci ve restoran mevcut. Yorgunluğunuzu atmak ve soluklanmak için ziyaret edebilirsiniz.
Perihan Abla Sokağı, birçok dizi ve filme de ev sahipliği yapan bu bölgenin en ünlü sokaklarından birisi kuşkusuz Perihan Abla Sokağı!
Kuzguncuk Bostanı, şehrin tam ortasında, renkli Kuzguncuk evlerinin içinde konumlandırılmış bostan, hala eskisi gibi ekilip biçilen bir alan olarak kullanılıyor.
Bölgenin tüm Müslüman ve gayrimüslimleri kucakladığının bir kanıtı olarak neredeyse her biri yan yana bulunan birçok cami, kilise ve sinagog yer alıyor; Üryanizade Camii, Ayios Panteleimon Rum Kilisesi, Beth Ya’akov Sinagogu, Ayios Yeorgios Rum Ortodoks Kilisesi, Büyük Ermeni Kilisesi ve Kuzguncuk Camii.
Fethi Ahmet Paşa Yalısı, Osmanlı mimarisini yansıtan ahşap yalı, günümüzde belediye işletmesi tarafından hizmet vermeye devam ediyor.
Hem kitap hem kahve diyenlerin ilk tercihlerinden biri olan Nail Kitabevi’de bembeyaz binası ile ziyarete gelenleri selamlıyor.
Cemil Molla Köşkü, 1885 yılında inşa edilen bu özel köşk, saray dışında ilk kez elektrik, kalorifer ve telefonun kullanıldığı ‘ilklere imza atan köşk’ olarak yerini koruyor.
Marko Paşa Köşkü, Osmanlı tarihinde ilk kez Paşalık rütbesine yükselen Rum bir doktorun köşkü olarak karşımıza çıkıyor.

Kuzguncuk ve çevresinde keyifli vakit geçirebileceğiniz birçok mekânı da sizler için derledik;